En Sağlıklı Sohbetler | 6.Bölüm - Romatizma Nedir? Romatizmanın Bilinmeyenleri

Güven Grubu en sağlıklı sohbetleri. Suna. 
En sağlıklı sohbetden merhaba bugün romatizmal hastalıkları konuşacağız. Romatizma nedir, nasıl oluşur? En sık görülen romatizmal hastalıklar neler? Iltihaplı romatizmanın bilinmeyenlerini ve tedavi yöntemlerini her hafta olduğu gibi Dr. Ibrahim Ersoy ile birlikte konunun uzmanlarına soracağız. Romatizma ağrısı nasıl anlaşılır? Çocuklarda en sık görülen romatizmal hastalıklar hangileri? Romatizma hastalıklarının tedavi yöntemleri neler? Bağışıklık sistemimizi kuvvetlendirerek romatizmal hastalıklardan korunabilir miyiz? En sağlıklı sohbetler başlıyor. 
Bu haftada iki değerli konumuz var çocuk Romatoloji Uzmanı Doçen Dr. Pınar Işık Aras ve Romatoloji Uzmanı Profe Dr. Umut Kalyoncuyla merak edilenleri konuşacağız. Her iki konumuza hoş geldiniz diyelim. 
Romatoloji aslında duyduğumuz zaman her ağrıyı rot romatoid diyoruz. Acaba kas ağrısı mı yoksa iltihaplı bir romatizmaya mı yakalandık diyoruz. Merak hepsine romatizmal hastalık aslında diyoruz ama romatizmal hastalıklar çok sık görülen bir hastalık türü. Evet bir de şöyle de bir durum var Romatizmal hastalıkların kökeninde inflamasyon dediğimiz mikropsuz iltihap diye çevireceğimiz bir durum var. Aslında bu inflamasyonun yani mikropsuz iltihabın birçok hastalığın yani kalp damar hastalıklarının, hatta diyabetin kökeninde de olduğu söylenir bu. Şu anda en çok bunlar iddia ediliyor. 
Çok sık görülen hastalıklar ama uzmanları çok nadir görülen uzmanlar çünkü. 
Türkiye'de bin üç yüz civarında evet yani yüz elli dokuz bin doktor var. Üç yüz dört yüz civarında bir en çok nadir görülen doktorlardan başlayalım mı? Romatoloji nedir? Aslında izleyicilerimiz merak ediyor. Tamam romatizmayı biliyoruz evet ama romatoloji bunun daha geniş kaplı kapsamlısı mı? Biz şimdi romatizmayı nasıl biliyoruz? Kemal sunal'dan biliyoruz sağ olsun dizim ağrıdı sızladı. Romatizman var. En bildiğimiz laf onun. Yağmur yağacak bravo. Aynen öyle yağmur yağacakken dizim ağrıdı, elim ağrıdı romatizma. Ama bizim ilgilendiğimiz öyle değil. 
Biz doğrudan iltihaplı az önce Ibrahim Beyin söylediği gibi inflamasyonla ilişkili romatizmayla ilgileniyoruz ve bu tamamen başka bir alan aslında bizim söylediğimiz o diz ağrısından başka. Şimdi bunu anlamak için inflamasyon veya iltihap veya yangı. Biz öyle kullanıyoruz. Nedir onu anlamak gerekiyor. Inflamasyonu anlamak için de birkaç tane örnek vereceğim size. 
En önemlisi şu. 
Dışarıdan gelen bir mikrop olabilir, içeriden gelen bir savunma sistemi olabilir. Vücudumuza girdiğinde biz onu bir yerde sıkıştırıp orada ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. Bizim vücudumuz bu şekilde çalışıyor ama. 
Bazen bu akut olarak ortaya çıkabiliyor. Yapacağı şeyler o anda iltihabı oluşturuyor. Bizim iltihap hücrelerimiz geliyor, onları ortadan kaldırıyor ve gidiyor. Burada bir problem yok. Mesela boğazınız şişti, boğazınız şiştiği zaman oraya gelen mikrobu tonsilleriniz veya. 
Bademcikleriniz ortadan kaldırdığı problem kalmadı ama bizi ilgilendiren kısmı şu bazen bu kronikleşiyor. Yani müzminleşiyor. Yani oradaki artık iltihap vücudun başka yerlerine, her tarafa yayılabiliyor. O yayıldığı andan itibaren de bizim işimiz oluyor. Yani aslında iltihap bir vücudun savunma mekanizması. Evet kısa süreli olduğunda bir problem yok ama uzun süreli olduğunda bir problem ortaya çıkıyor. 
Bir de obezite ile ilgisi bile var iltihabın gibi şey. Sonuç olarak bir yerde bir defan sistemi yanndaş çalışmaya başladığı andan itibaren her yeri etkiliyor. Bizi etkilediği zaman, eklemleri etkilediği zaman romatjik hastalıklar oluyor ama sadece o kadar değil. Kap damar rahatsızlıkları olabiliyor, işte obezite bu işin içerisinde bir yerde var. Böbrek hastalıkları, akciğer hastalıkları. 
Sinir sistemi her yer bu hastalıktan etkilenebiliyor ama bizi ilgilendiren eklemle ilgili olan kısmı. Eğer eklemde iltihap olduysa biz ona iltihaplı romasimar hastalık diyoruz ve hiç de nadir bir hastalık değil gerçekten. Peki vücudumuza giren mikrop dediniz, bağışıklık sistemini güçlendirmemiz işe yarayacak mıdır bu hastalığı önlemede tabii burada mikrop derken dışarıdan gelen bir etken dedik ama her zaman dışarıdan gelmiyor bu etken. Bazen de içimizde oluyor. Mesela bizim sınırlarımızı ne koruyor, askerler koruyor içeri ne koruyor? Polisle jandarma koruyor. Bazen dışarıdan gelir etken, bazen içimizde olur. O nereden etkilediğinize göre değişir. 
Eğer içimizde bir problem var ise işte orada bağışıklık sisteminin yanlış çalışması işin içerisine giriyor ve oradaki çıkan sonuç bambaşka bir yerlere varabiliyor. Içinizdeki çalışan yerlere dikkat etmeniz lazım. Orada bir problem olmaması lazım. Gerçekten de sadece mikroplarla ilişkili bir şey değil. Bağışık sistemine gelince bağışık sistemi düzeltmek o kadar kolay bir şey değil. En popüler konu ama yani bir şey olsa da keşke şöyle bir ilaç alsamışık sistem mükemmel olsa, her şey güzel olsa. Sistemini kuvvetlendirmek için birçok. 
Tavsiyelerde bulunuyor işte kış aylarında biraz daha işte bitkisel içecekler için falan gibi. Bu tür şeylere ne dersiniz Hocam bağışıklık sistemini gerçekten kuvvetlendiriyor mu? Böyle bir çalışma var mı yani çalışmalar varsabi. Farklı farklı değişik değişik küçük çalışmalar var, büyük çalışmalar var ama bunları tespit etmek o kadar zor ki. Benim söyleyeceğim hayatınız şekilde yaşayın. Yemeğiniziyiin vitamininizi almanız gerektiğini alın o başk. Sistemi zaten kuvvetlendirme yeterli olur. Peki genetik faktör nedir? O çok genetik faktör bizim hastalıklarımızı o kadar çok fazla ki, ilk sırada yer alıyor. Neredeyse ilk sırada. Dışarıdan gelen faktör niye sizde hastalık yapmıyor? Ibrahim Bey de yapmıyor da diğer kişi de yapıyor. Bu doğrudan genetikle ilişkili. 
Çünkü her genetik faktörün sahip olan kişilere de hastalık olmuyor. Onu da hesaba katarak konuşalım. Tabii burada her annenin çocuğunda hastalık olacakmış gibi bir yanlış kanıya da vermayalım. Ama bu işin içerisinde genetik çok fazla var. Romatizmal hastalıkların neredeyse bir numaralı sebebi. Ama immniteyi yani bağışık sistemi de hesaba katmamadan, katmadan geçmemek lazım. Genelik demişken, o zaman çocuklarda da çok sık romatizma hastalıklar görülür mü? Veya en sık hangileri görülür? Hocam. 
Evet çocuklarda da romatizmal hastalık görünüyor. Gerçekten bu sık sık bize gelen bir soru. Çocuklarda da mı olur diye aslında genelde romatizmayı böyle yaş söylediğibi. Ki daha. 
Hastalık grupları biraz daha farklı olmakla birlikte bu konuyla ilgilenen bir branş olacak kadar. Tabii ki bu hastalıklar var ki çoğu erişkin yaştaki hastalığın temelleri de aslında çocuklukta başlıyor. Bazı miperm şikayetler tanı almıyor. Bu böyle devam edip gidebiliyor. Erişkinine göre biraz daha farklı şeyler görebiliyoruz. Tabii daha çok akut şikayetleri çok fazla görüyoruz. Yani kısa süreli. 
Hızlı gelişen durumları çok görüyoruz. 
Özellikle enfeksiyonlardan bahsettik. Bakterilerden, mikroplardan bahsettik. 
Bir mikrop vücudumuza girdiğinde Umuut bey'in de söylediği gibi ona karşı bir reaksiyon, bir defans mekanizması gelişiyor. Ama bu gelişen mekanizma bazen aynen Umut bey'in söylediği gibi yanlış çalışabiliyor ve daha sonra kendi dokularına karşı bir takım reaksiyonlar geliştiriyor. Bazen burada hedef eklemler oluyor, kaslar oluyor, kasiskelet sistemi oluyor işte o zaman biz çocuklarda da çok sık şikayetler görüyoruz. Kaç yaş grubunda peki? Bu şikayetlerin daha çok değişken mesela bizim reaktif artrit dediğimiz bir tablo var. Bir enfeksiyon geçiriyorsunuz bu enfeksiyona. Reaksiyon gösteriyor. Vücut ve eklemlerde şişlikler oluyor, kızarıklıklar oluyor, ağrılar oluyor. Çocuklar bunu bir süre yaşayabiliyorlar. Bu özellikle küçük çocuklarda. 
Okul öncesi dönemde daha çok gördüğümüz bir durum. Onun dışında özellikle çok aileleri de endişelendiren Beta enfeksiyonları, steptokokal enfeksiyonlar. 
Çok korkutuyor. Çünkü bu enfeksiyonlardan sonra bizim akut romatizmal ateş dediğimiz. 
Bu mikroba karşı gelişen reaksiyonda eklemlerin tutulması ama en çok da gidip kalbi de tutmasını görüyoruz. Bu durumun ve kalbi tuttuğu zaman hayat boyu sürecek sekerler bırakabiliyor. O nedenle bu beta enfeksiyonlarını tanımak, bunları iyi tedavi etmek ve bu tür komplikasyonlar geliştiğinde de tanısını alıp uygun tedavi etmek gerekiyor. Ailelerin beta enfeksiyonlarından çok da korkmalarını istemiyoruz. Açıkçası okullarda salgın var. Çok çıktı arkadaşında da çıktı ne yapacağız diye panikle gelen hastalarımız oluyor. Böyle bir panikte olmaya da gerek yok. Ama sreptokok enfeksiyonu, beta enfeksiyonu varsa onu uygun şekilde tedavi etmek lazım. 
Onda datan da kış aylarındayız ve beter enfeksiyonu da çok yaygın birın. Yalnız şu da var mesela kreşlerde boğaz enfeksiyonu, boğaz kültürü taraması yapılması. Herkesten kültür alalım bakalım beta var mı? Hani böyle bir uygulamanın hiç anlamı yok gerçekten. Çünkü siz hasta olmayan birisinden kültür aldınız boğazına beta çıktı. Bunu tedavi edecek miyiz? Çok nadir birkaç durum dışında şikayet olmayan hastayı tedavi etmenin gereği yok. Nedir o nadir durumlar? Hastanın daha önce akutromatima ateş geçirmiş olması, annesinde babasında ailesinde olması gibi bir takım risk faktörleri varsa yoksa sapasağlam. Bir çocukta siz de bende de alsak çıkabilir. Buna taşıyıcı diyoruz. 
Ne zaman ki bu enfeksiyon yapıyor, bulgu yapıyor bize. O da yüksek ateş, boğaz ağrısı, halsizlik, yorgunluk gibi. O zaman onu tedavi etmek lazım. Tedavide de çok fazla. 
Ailelerle böyle sıkıntıya girdiğimiz nokta penisinlin enjeksiyonları gerçekten. 
Bu beta enfeksiyonu uzun dönem komplikasyonlarını ki bunlardan birisi de hasta böbreklerle ilgilidir. Onu şimdi romatizma konusu konuştuğumuz için açmadım. Bir diğer yaptığı şey de beter enfeksiyon nefritlerdir. Bunları önlemek için depo penisinin yapılması gerekir. Onda da alerji yapar mı test yapalım yapmayalım. Bu sorular çok geliyor. Test yapmaya gerek yok ama mutlaka her penisin enjeksiyonu hastane ortamında, sağlık. 
Kuruluşunda müdahale edileceği noktada yapılması gerekir. Böylece buradan bunu da söylemiş olalım. Peki tedavi aşamasına tekrar döneriz. Ama şunu söylemek istiyorum büyüme çağındaki çocuklarda elbette ki bacak ağrısı olacaktır. Kol ağrısı olacaktır. Bunu romatizmal hastalıkla ayırt etmemiz nasıl mümkün oluyor? Ayırt ediyoruz gerçekten. Bu da bizim poliklinimize en çok gelen hasta grubu. Hatta bunlar hasta da değiller. Aslında büyüme ağrısı dediğimiz diyelim. Çünkü büyümenin aslında ağrılı bir durum olmadığı, büyümenin aslında gerçekten ağrı yaratmadığı söyleniyor. Ama biz çocukluk çağında çok fazla bacaklarda, özellikle alt ekstremite dediğimiz bacaklarda, uyluklarda çok eklemlerde değil ama. 
Bu kas bölgesinde olan ağrılarla çocukların çok muzdarip olduğunu görüyoruz. Bu ağrıları tabii romazman ağrılardan ayırmamız gerek. Çünkü bazı romatizmal durumlarda böyle başlıyor. Nasıl ayırıyoruz. 
Büyüme ağrısı dediğimiz ağrılar bazen bunlar çok kullanıma da bağlı oluyor. Çocuklar o kadar çok hareket ediyorlar ki hopluyorlar, zıplıyorlar yukarılardan bu çocukların ağrları daha çok öğleden sonra akşam saatleri gece uykuda uykudan uyandırırcasına ağrılar olabiliyor. Ama bu çocuklar sabah rahat uyanıyorlar. Uyudukları zaman sabah pırıl pırıl kalkıyorlar. Ağrıları genellikle söylediğim gibi eklemlerde değil de kas üzerinde oluyor ve ovkla rahatlayabiliyor. Mesela genelde masaj yaptırıyorlar ve gün içerisinde kendi aktivitelerini kesinlikle engellemiyor. Gündüz bunu hissetmiyorlar çünkü bazen çocuklar anneleriyle ya da babalarıyla bir yerlerelere gitmek istemediklerinde Yoruldum ağrıdı diyebiliyorlar ama kendi aktiviteleri. 
Olduğunda hiç böyle bir şikayetleri olmuyor ama romatizmal durumlarda biz eklemde bir kere zaten eğer şişlik, kızarıklık görüyorsak bunlar zaten romatizmal. Bunlar ayrı ama romatizmal eklem sabah tutuk oluyor sabah tabi gece gündüz ağrılar hep devam ediyor ama sabahları bu hastalar daha kötü kalkıyorlar. Çünkü romatizmal eklem hareketsiz kalınca tutuluyor. Sabah kalktıklarında bir süre devam eden sonra da açılan bir tutukluk olabiliyor. Dokunduğunuzda rahatlamıyor. Dokunmakla daha çok ağrılı oluyor ve gündüz de aktivitelerini kesecek kadar ağrıları oluyor. Kabaca öyküden bunlarla bir fikir sahibi oluyoruz. Sonra muayenemizi yapıyoruz. Muayenede bulgularımız var mı diye bakıyoruz. Bazen laboratuvar testleri bize yol gösteriyor. 
Bunlarla ayırmaya çalışıyoruz. Erişkinlerde de aynı hocam. Yani sabah kalktığında tutukluk varsa eklemlerde bu romatolojik bir hastalık yok. Yoksa yağmru mu beklemeliyim. Yağmuru beklemeli. Sabah çok önemli bizim için. 
Bir numaralı sorumuz o çok güzel ifade etti Pınar Hanım. Gerçekten o sabahları kalktığınız zaman ellerinizde tutuklukla kalkıyorsanız dizinizde tutuklukla, ayaklarda tutuklukla. Bu bizim için bir numaralı romatolojik hastalık göstergesi. Ama tabi bu tutuklu herkes doğru bir şekilde ifade edemeyebiliyor. Tutukluk ne demektir deniyor. Ben mesela as şunu söylüyorum ha bayanlar kahvaltı hazırlamak için gidiyorlar. Kahvaltı masasına kadar gidiyorlar. Elleriyle bu işleri yapabiliyorlarsa beş dakika, on dakika içerisinde kahvaltı va. 
Genelde. 
Genelde diyelim eğer o işleri yapabiliyorsa beş dakika on dakikada çok problem yok. Bizim sıkıntılarımız yarım saatten daha fazla oluyor. Yarım saatten daha fazla süren ellerini kullanamama ayağını kullanamama. 
Bunlar tabi romatii taklit dediğimiz hastalıkta oluyor romatoi taklitte e eklemlerinde ağrı şişlik oluyor. 
Onu görmek o kadar kolay ki yani eklem şiştiği zaman orası şiştiği zaman bu çok kolay bir şey. Uyuş bunlara dahil mi pek değil uyuşma çok bizi ilgilendirmiyor. Doğrudan ilgilendiren bir durum. Açarken ağrılı bir şekilde veya tam açamama gibi bir durum. Açam yok kullanamıyor sabahları. Özellikle sabah sertlik tutukluk kilitlenme kullanamama artık ismine ne derseniz ama bunlar sabahlar olacak. Bu çok. Bu çok önemli bir bulgu. Ve tekrar ederek söylüyorum zaman meselesi en az yarım saat sürmesi gerekiyor olayı yarım saat sürmedikten sonra. Yani üç beş dakikalık tutuklu hemen Roma hastalık olarak yorumlamak lazım. Peki bunun ilerleyen aşamasında mesela kavanozun kap kapağını açamamak veya işte bir şişenin kapağını açamamak. Hissizlik de bunun süregelen. 
Yatırımları mı acaba? Eğer eklemde hasar ortaya çıkar ise hasar ortaya çıktıktan sonra doğru şekilde tedavi edilemez ise bizim sorduğumuz sorulardan bir tanesi budur. Mesela Burcu haım yani kavanozu açacak kadar elleriniz etkilenmiş mi bu hasta? Ben açamıyorum. Artıkz açmak da erkeklerin görevi. Bu arada. 
Bu hafta ne kadar olur Ibrahim Bey yal romatiz hastalıklar genelde bayan da olur. Bizim romaji poliknnin şöyle bir yürüseniz yetmiş seksen'i bayan hocam kahvaltıyı da kahvaltıda biz hazırlarız. Kavanoz da biz ç. 
Bu tutukluktan devam edeceğim. Bu tutukluk mesela bir romatoiter tastasında eli şişti, el bile şişli dizi şişti. Bunu herkes görebilir, doktora gidebilir ve tanı koyabilir. Bir de bunları sinsi olan şekli var. Beni en fazla ilgilendiren kısmı aslında burada söylemek istediğim kısım o. Bazen bu ağrılar özellikle bel bölgesinde çok sinsi bir şekilde ortaya çıkabiliyor. Yani hasta sabahleyin kalkıyor. Belli tutuk, kalçası tutuk. Bunlar genelde yirmili. Otuz'lu yaşlardaki genç insanlar, çoğu erkek. 
Işlere başlamakta zorluk çekiyor. Bazen hiç hareket bile edemiyor. Gece yatmış yataktan ağrıyla beraber uyanıyor. Sabaha doğru bunlar bizim için çok önemli sinsi bulgular. Yani hastalığı baktığınız zaman iltihap değerlerinde bir problem görmüyor. Eklem şişliği yok ama aslında beyninde iltihaplı eklem romatimasına ait bulgular var. Tıbbi ismini söyle söylemeden geçmek istemiyorum. Birazcık uzun spondile artrit veya ankilozan spondilit diyoruz biz buna iltihaplı bel omurga romatizması. 
Gerçekten de çok önemli bir problem yurtdı dışında. Türkiye'de de bununla ilgili veri var. Şikayetin başlamasından tanı konulmasına kadar ortalama geçen süre sekiz yıl. 
Yani hastanın beli bel ağrısı başlıyor, tutukluğu başlıyor, ağrısı başlıyor. Bunlar yirmi'li yaşlardaki hastalar. 
Öyle düşünün ve şikayetleri başlamasından tanısının konularına kadar sekiz yıl geçiyor. Bu aslar birçok doktora gidiyor. Farklı farklı doktorlara gidiyor işte bel fıtığı deniyor o deniyor bu deiyor. Birçok şey söyleniyor ama işin sonunda tanı konulamamış oluyor. Onlar da artık bıkıyorlar. Doktora gitmekten de bakıyorlar. Gitsem de zaten ağrı kesici veriyor. Bir şey de söylenmiyor zaten. Yaşta geliyor zaten yaşta geliyor ama bunlar çok yaşlı insanlar değil. Buna çalış. Ben çocuklarda da hocam söylediğim zaman çok şaşırdım ben yayın öncesi çocuklarda da çok sık görüyor deyince ben bilmiyordum. Bunda en büyük sorun bildiğim kadarıyla. Çünkü romadoloji kongrelerine falan da gittiğimizde en büyük sorun geç tanı konması. Yani hastaların romatoloji uzmanlarına geç gelmesi. Geç geldiğinde tabii biraz daha ilerlemiş oluyor. Çocuklarda da bu böyle mi? Hocam. 
Çocuklarda tabii. 
Hastalığın en başında olabiliyoruz. Biz az önce hep akut enfeksiyon sonrası okut şikayetlerden bahsettik ama o kronik bir romatizmanın ilk evreleri de olabiliyor. Onun için ben ailelere diyorum ki bakında böyle düşünüyoruz ama hani defteri kapatmıyoruz çünkü nasıl gideceğini mutlaka görmek istiyoruz diye çocuklarda eklem şikayetleri altı haftadan uzun sürdüğü zaman biz buna artık kronik romatizma diyoruz ve kronik romatima çocukluk çağının kronik romatizması olarak bunları takip ediyoruz. Tabii ki. 
Çocuklarda bulguların başlangıcı tekrar. Tüm bulguların ortaya çıkıp tanı alması da bir süre zaman alabiliyor. Belki bu beş altı ay oluyor çoğunlukla ama eklem şikayetiyle, şişliğiyle gelenler daha çabuk tanı alıyorlar. Şimdi umut bey'in söylediği eklem bel eklemi çok derinde olduğu için çok dışarıdan böyle. Bize belki hemen şey vermiyor ama bulgu vermiyor ama çocuklardaki belki biraz daha kolay tanı alıyor diyebilirim de. Çocuklar doktora daha çok getiriliyorlar diyeim. Insanlar kendilerini ihmal edebiliyorlar ama. 
Çocukların gözünün içine bakılıyor. Kırk yaşından sonra önemsenmiyoruz hocam. Biz çocukların lütfen kendinizi de önemsein. 
Şey de oluyor ailede varsa annede baba da varsa hani. Çocuğumuzda da olacak mı diye işte genetik faktörler dedik az önce. Bu soruyla tabi gelen çok hastamız oluyor. Bende var. Anneannesinde var işte şunda çıktı bunda da çıkacak mı gerçekten bu sorunun cevabını. Şu anda hiç şikayeti olmayan bir çocuk getirildiğinde cevap vermemiz çok zor. 
Aynı ailede kümelenme sık görülme, bazılarında direkt genetik geçiş. Mesela ailede Akdeniz ateşi FMF diye ülkemizde de çok sık olan bir hastalık. Direkt genetik analizini yapıp çocukta var mı yok mu diye bakabildiğimiz hastalıklar da var. Ama çok büyük bir kısmında böyle bir şansımız yok. Onları. 
Ancak takip ediyoruz. Hani diyoruz ki bu hastalarda ailede bu şikayet biliniyor. Benzer şikayeti olunca lütfen hemen başvurun bulguları anlatıyoruz. Önceden olup olmayacağını bilmek biraz zor oluyor. Tedavi kısmı hocam birazdan geliriz ama biz bu en sağlıklı sohbetlerde en çok vurguladığımız şey egzersiz bes. Hemen yanında egzersiz çocuklarda da yani ev içinde bile beş bin adım atan çocuklarda. Yani romatolojik bir hastalık varsa bu ek şeyi hareketlenmeyi biraz azaltması mı lazım? Birazdan erişkinlere de değineceğiz yani çocuk da tabii özellikle akut dönemde. 
Bütün romatizmal şikayetlerde istirahat öneriyoruz. Akut şikayeti varsa bu az önce söylediğim akut romatizmal ateş şa aslında. Mesela mutlak yatak istirahati dediğimiz bir durum vardır. 
Sadece eklem şikayeti varsa daha kısa ama kalp şikayeti de işin içine kalp tutumunda işin içine girdiyse daha uzun ama diğer akut şikayetlerde de önce istirat ama kronik faza geçtiğimiz zaman akut bulgular yatıştığında veya kronik bir romatizmal hastalık takip ediyoruz ve akut şikayetlerimiz yok. Alevlenme dediğimiz bulgular yoksa onlarda egzersiz mutlaka öneriyoruz. Öncelikle. 
Her eklemimizin kendi yaptığı hareketler var. O eklemin yapabildiği tüm hareketler. Buna biz tam inecek karşılığı olacak rage, o motion ya da o eklemin tüm yaptığı hareketler diyebiliriz onların tümünü sağlayacak şekilde. Mesela elindeyse eğer çocuklarda el tutulumda, parmaklarda tutul varsa oyun hamuruyla oynamayı öneriyoruz. Mesela lastik top sıkıp açmayı öneriyoruz. Evet diğer eklemlerin tutum varsa onların pasif olarak hareket ettirilmesi. Bu konuda fizik tedavi uzmanlarımızdan yardım alıyoruz ama devamlı yapılması için aileye eğitim veriyoruz. Evde yapılsın istiyoruz. Spor yapabilir mi diye soruluyor hep. Hani çocuklar tabi büyüme çağındalar. Hem sosyal aktivite olarak da onlar için çok önemli. 
Spor olarak da akut dönem geçtikten sonra yüzme gibi ağırlık taşımayan sporları özellikle öneriyoruz. Yetişkinlere dönmek istiyorum. Aslında çok çocuklarda görüldüğünü tahmin etmediğim için oradan başlamak istiyorum. Stresin yaşanılan psikolojik sorunların bu hastalığı tetiklemesinde etkileri var mıdır? Benim gözlerime göre kesinlikle var. Çünkü eğer sıkıntılı bir durum geçirdiyseniz bu yas olabilir, başka bir durum olabilir, iş kaybı olabilir vesaire. Bunların her durumda romatolojik hastalık ya ortaya çıkıyor ya da tetikleniyor. Mesela yıllardır romatei tahtidi var. Her şey KONTROLDE ilaçlarla her şey iyi gitmiş. Kötü bir durum yaşadığı andan itibaren eklem şikayetleri artıyor. Bu ne yazık ki bir problem. 
Olayın bir de ikinci tarafı var kronik ağrı çeken hastalar. Bu hastalar. Yani hayatları boyunca az veya çok öyle veya böyle ağrı çekmişler. O ağrının getirdiği insanların üzerinde bir psikolojik stres oluyor. Depresyona neden olabiliyor. Gerçekten sıkıntılı tabloya neden olabiliyor. Bu tabloları geçmek için tabii bir bütünsel olarak yaklaşmak gerekiyor. Ağrıyi çözmek bir problem ama sadece ağrı çözerek değil. Bunun bu hastalığın üzerinden gelebilmek için neler yapılması gerektiğini hastalara doğru şekilde paylaştığınız zaman. Aslında. 
O depresif depresif karakterleri de ister istemez bir miktar azalıyor. Ama umarım çekmezsiniz ama kronik ay çekmek de çok zor bir şey gerçekten. Yani onlara yaklaşabilmek, onlarla beraber bu işleri yürütebilmek o kadar kolay değil. Belli araırlıklarda ilaç tedavisi kullanılması gerekiyor. O ilaçların getirdiği yükler oluyor, insanların üzerine getirdiği yükler. Acaba ilaç kullanacağım, böbreğime bir şey olacak mı? Ilaç kullanacağım, karaciğerim bir şey olacak mı? Bunların her birisi kafanın arkasında ince ince çalışıyor. Onların getirdiği problemlerde ne yazık yaşanıyor? Ömür boyu sürüyor mu bu hastalıklar? Genel olarak çoğu ne yazık ki az veya çok öyle veya böyle devam ediyor. Halihazırda. 
Bir Romama kronik romatimal hastalık ortaya çıktı. Biz ilaç verdik ve hastalık geçti diye bir şey pek mümkün değil. Şu an itibariyle romatoi taklit ankz spondt gibi iltihaplı kronik romasinma hastalıkları kastediyorum. Ta bazı hastalıklar. Mesela Pınar hanım'ın söylediği gibi bir reaktif arttit. Yani bir enfeksiyon. Sonrasında eklemiz şişti. Enfeksiyon tablosu ortadan kalktıktan sonra tamamene dönebilirsiniz. Ama romatoitertit veya sponndatitler çoğu kronik hastalıklar. Peki doktora gittik ve kan sayımında romatoid faktörün yüksek çıktığını gördük. Sonra. 
Yapmamız gerekenler ne? Aslında bir soru. Niye gittiniz ve Romatod faktörünüze baktırdım. Annem de vardı, anneniz de var. Evet işte o çok çok önemli. Kafanızın arkasında çalışıyor değil mi? Annem de var, elleri. 
Biraz yüksek çıktın, ne yapmalıyım. 
Bunlara aslında. 
Tıbbi ismini söyleyeceğim. Az semptomatik dönem deniyor. Yani hiçbir bulgusu, semptomu olmayan, şikayeti olmayan ama laboratuvarda bazı anormalliklerin çıktığı durum. Bunlara biz tedavi vermiyoruz. Bunlar. 
Gerçekten bir romatimal hastalıa karşılık geliyor mu gelmiyor mu diye biraz daha ince bakabiliyoruz. Az önceki sorgulamamızı yapıyoruz. Mesela tutuktunuz var mı muayenenizi yapıyoruz. Diğer sorgulamaları yapıyoruz. Mesela hastalarda sedef hastalığı oluyor. Sedef hastalığı, romatimal hastalıkları kolaylaştırabiliyor. Mesela inflamatu, bağırsak hastalığı dediğimiz ssetif kuvvet ve kron hastalığı oluyor. Bunlar romatima hastalıkları kolay kolaylaştırabiiyor. Bunları soruyoruz alttan alta. Eğer onlarda hiçbir şey yok ise sadece annenizde daha önceden romatui tertit var. Sizde de ufak tefek şikayetler var. Çok çalıştırıyor ya ente siz o yüzden çok çalıştırdığı için acaba ellerinizde o dönemde sıkıntılar ortaya çıktı. Acaba bu romatiman mıdır değil midir diye baktığınızda gerçekten orada. 
Baktığınız faktör çok önemli. Romatez faktör mesela pozitifsi yanında başka neler var. Çok ayrıntıya girmek istemiyorum tabi. Tabi ki zaten yok öyle bir şey. Yani örnek olsun. Yaşam tarzıyla bir alakası var mı belli meslek gruplarında daha fazla gibi böyle bir şey var. Yani dediği gibi stresin olduğu belkilek cinsiyet net bir şekilde var. Az önce de söyledim. Yani kadın cinsiyet hastalıkta çok baskın. Hastalarımızın çoğu bu. Muhtemelen hormonal bir rahatsızlığa bağlı olduğunu, insanı düşündürür hormlarla ilgili olduğunu düşündürüyor. Yanlış ifade ettim ama şu hastalıkta bu olur şeklinde. Öyle bir. 
Meslekle ilgili bir şeyi ben doğrusu çok iyi bilmiyorum. Orada çocuklarımızın da hayatı çok stresli. Çocuklarda stres olmaz belki diyorsunuz ama gerçekten artık sınavlar, teyoklar, üniversite sınavları onlarınki de tetikliyor. Peki o zamaniyor Mures bu sınav dönemlerinde biraz daha artış gözleniyor olabilir. 
Mesela şunu örnek vereyim geçen hafta bir böyle jülilidiopati art kroni artt ile bir hastanın babası dedi ki. 
Yüzmeye gidince çok mutluydu hocam mutlu olduğu için de hiç şikayeti yoktu dedi hastanın kendisi söyle yüzmeyi bıraktık. Biraz şikayetler oldu falan. Onu konuşurken tabii hem yüzmenin getirdiği rahatlık vardı ama çok mutlu oluyordu dedi. Ondan da o kadar güzel. 
Ifade etti ki çocuklarda da tabii ben yüzmeyle devam edeyim mi? Yüzme bizim egzersiz, zatensiz. Özellikle de spondilartitlerde. Tekrar oya döneceğim. Neden spondatte dönüyor diye düşünebilirsiniz. En sık Romasima hastalıkların başında geliyor. Çünkü toplumun yüzde biri civarında var. Şöyle elli milyon erişkin olduğumuzu varsayrsak dört yüz beş yüz bin hasta var. Bir kısmı da tanısı da bilmiyor. Bunların yüzme egzersizlerini yapıyor olması gerçekten şikayetler için en önemlisi ilaçlardan bile çok daha değerli bir tedavi yöntemi. Yüzme sırtüstü yüzme. Haftanın üç günü yarım saat. Biz bunu mutlaka öneriyoruz ama biz öneriyoruz. Ne kadar yapıyorlar ondan çok emin değilim. O yüzden bunları sürekli takip etmek gerekiyor. Yani sadece yüzmeyi önerdik diyerek olmuyor. Bu arada romatolojik hastalıklarla aslında Türk hekimleri çok iyi. Bir de. 
Bir Behçet diye bir hastalığımız var ve dünyada ilk kez bir hastalığın ismi Türk ismiyle anılıyor. Beht bir de. 
Ailevi Akdeniz ateş herhalde türkiye'de çok daha çok görülüyor değil mi hocam? Behçet'ten ben söyleyeyim. FMF hocam daha iyi bilir. Behçet bin dokuz yüz otuz'lu yılların sonunda bir dermatoloji hocamız Istanbul üniversitesi'nde tanımlamıştır. Ve onun ismiyle şu anda bütün dünyada kullanılıyor. Neden türkiye'de tanımlanmış? En sık burada çünkü yani en sık anadolu'nun hastalığı burada gerçekten Behçet hastalığı bir numaralı hastalığımız bizim. O yüzden önemli bir hastalık. Tabii ki Yunanlılar baklavayı aldıkları gibi onu da almaya çalışıyorlar. Onlar da kendilerine bir isim koyuyorlar. Ama yok Behçet hastalığı bizim hastalığımız yani ev. Ve gerçekten bizim bir rutin poliknikte. 
Takip ettiğimiz hastalarımızın da önemli bir kısmını kapsıyor genç hastalar. Onlarda erkek hastalar farklı farklı yerlerde yaralar oluyor. Biz tabi böyle bir hastalıktan gur duyuyoruz bulunduğu için. Peki ailevi. Akdeniz ateş de var. Akdeniz ateşini de. Türkiye için konuşmadan geçmemek lazım. Aile ve Akdeniz ateşi evet ailevi yani genetik geçişimiz var. Akdeniz ateşi deyince biz. 
Akdeniz'de değiliz diyen aileler oluyor. 
Türkiye tümden bir Akdeniz karadeniz'de de görüyor mu Aile aknizanırçor Kars Artvin böyle bölgelerde daha çok görülebiliyor. Türkiye' tümden bir kümelendiği bölgeler var ama türkiye'de tümden sık görülüyor. Nedir bu hastalık? Adı üzerinde bir ateş olacak. Periyodik bir ateş olacak. Şikayetler periyodik olarak oluyor. 
Birkaç gün sürebiliyor. Kriter olarak en az bir gün hatta altı saate kadar indirildi kriterler. Ama birkaç gün süren şikayetler. Sonra aralarda tamamen bir dönem bu şikayetlerden birincisi ateş olacak. Yanı sıra karın ağrısı, eklem ağrısı, göğüs ağrısı gibi çeşitli bulgular olacak. Bizim. 
Az önce konuştuğumuz mikropsuz iltihap enflamasyon dediğimiz belirteçler sedim CRP hibinojen gibi bunlar o dönemde yükselecek ama bir enfeksiyon olmayacak. Bu kliniği gördüğümüz zaman biz fmf'ten aile bir Akdeniz ateşi, fmf' de ingilizcesinin kısaltılmışı. Ama hani çok dilimiz buna alışkın o zaman genetik analizini de yapabiliyoruz. Artık çok da yaygın devlet hastane dahil her yerde yapılabiliyor. 
Ama tabi o genetik analizi yorumlamak da önemli oluyor. Çünkü otozamal resesif dediğimiz şekilde bir geçişi var. Yani hem hasta olabilirsiniz, taşıyıcı olabilirsiniz. Taşıyıcılığın olması durumunda klinik bulgular varsa biz tedavi başlayabiliyoruz. Hatta hastalara ben hep şunu da söylüyorum. Yani bizim genetik analizi tamamen olup şikayetleri var diye ilaç başladığımız ve tedavi ettiğimiz hastalar da var. Klinik her zaman laboratuvardan daha önemli. 
Iyi tarafı şu bir ilacı var ilaç tabii ki bu genetik durumu asla değiştirmiyor ama bu atakları önlüyor. 
Hastalığı önlüyor, şikayetleri geçiriyor ve en önemlisi de bir komplikasyonu var bu hastalığın. Onu önlüyor. Bu komplikasyon nedir derseniz, tekrarlayan ataklar vücutta bir reaksiyon oluşturuyor. Amiloid dediğimiz bir madde var ve bu böbreklerde birikiyor. Böbreklerde birikmesi de geri dönüşü olmayan kronik böbrek yetmezliğine neden oluyor. Tabi bu hemen olmuyor, yıllar içerisinde oluyor ama bunun temelleri tabii ki çocukluk ilk gençlik dönemlerinden başlıyor. Onun için kullandığımız ilaç bu komplikasyonu da önlüyor. O nedenle bu hastalığı atlamak istemiyoruz, tanımak istiyoruz. Hekimlerimiz. 
Artık bu hastalığı çok iyi biliyorlar. 
Her yerden bize bu konuda hastalar tanı alıp hatta refere ediliyorlar. Işimiz varsa bir soruda çünkü obezite ile ilişkili mi acaba bu hastalıklar? Son olarak belki ona da değinmek gerekir. Obeziteye değinelimm tabii ama ben vaktimiz kortiz üzerinden de kullanmak istiyorum doğrusu. Ha Korti da en çok korku çünkü bir numaralı korku yani romatimal hastalığa yakalandım. 
Lafını duyduktan sonra özellikle de hanımefendiler acaba kortizon alacağım mı meselesine geliyor. Çünkü kortizon aldığınız zaman işte yüzünüz şişiyor, obezite gelişiyor ves Bundan dolayı hastalarımız çok korkuyorlar. Kortis kullanıyor olmaktan kısmen de haklılar. Yani kortisonun kendine göre önemli sayılabilecek yan etkileri var. Yalnızca şu mesajı vermek istiyorum Romatimal hastalıklarda son on beş yılda çok ciddi tedavide değişiklikler oldu. Şu anda sadece kortizna bağlı değiliz. Hatta az önceki söylediğim mesela ankzden sponddte kortson hiç kullanmıyoruz. Diğer hastalıklarımızda çok az kullanıyoruz. Mümkünse hiç kullanmıyoruz. Hastarmız kortizon kullanacağım diye romatizmadan kaçmasınlar diye söylüyorum bunu. Elimizde çok. 
Güzel tedavi seçenekleri var. Hiç kortizonsuz veya çok az kortisonsuz hastalarımızı kullanıyoruz. Obeziteye gelince obezite benim açımdan şöyle obezite eşittir inflamasyon. Çünkü obezitedeki o yağ dokusu inflamasyon tetikliyor ilk başta söylediğimiz gibi o inflamasyonda işin sonunda bir kısır döngüye neden oluyor. Tabi sadece. 
Inflamasyonda bunu yapmıyor. Göbeğiniz şiştiği zaman aynı zamanda dizinize ve ayak beylerinieğinize kalnıza da bir yük biniyor. O yüzden ne kadar fitseniz o kadar iyidir. Evet. 
Bu beslenmenin de önemli olduğunu vurgulayalım isterseniz. Bir diyet öneriliyor mu? Peki bu hastalığa sahip olanlarda işte tuzlu yemeyeceksiniz, tatlı yemeyeceksiniz vesaire var mı yani özel bir diyeti şu diyeti yaparsanız çok güzel olurdu denilecek diyet yok. Ama mesela hastalar bize gelerek birçok şey söylüyorlar. Mesela glutensiz diyet yaptım, ondan sonra eklemlerideki şikayetlerin hepsini geçti diye defaattle söyleyen hastalar var. Bunların araştırılması gerekiyor. Gerçekten benim söylediğim. 
Dengeli beslenin çok yemeğin kilonuz olsun. Onun dışında şu yemeği yerseniz romatismaınız olur. Bunu yemezseniz olmaz diye Burcu hanım'ın beklediği mantı yiyebilir mi? Mantı yiyebilirsiniz, mantı yiyebilirsiniz. Söyleyemiyorum. Mantığıyı da bu hafta da işlemiş olduk. Yayınımızda çok teşekkür ediyoruz. Sağluun ayaklarınıza sağlık. Hakikaten çok güzel bilgiler aldık. Öyle değil mi Ibrahim Bey. Çok teşekkür ederiz hocam. Ayağınıza sağlık Evet bu hafta romatizmal hastalıkları konuştuk. Door Ibrahim Ersoy ile birlikte çok değerli konuklarımız vardı. Tekrar birlikte oluncaya dek. Efendim sağlıklı bir hafta diliyoruz. Hoşçakalın. 
Güven Grubu en sağlıklı sohbetleri sundu. 

Footer Üstü Görseli